Osmanlı Devleti’nde Devşirme Sistemi

Devşirme sistemi Osmanlı devletinde, asker ve yönetici olarak görev yapmak üzere Hristiyan ahali arasından erkek çocuklarının seçilmesi ve yetiştirilmesidir. Bu uygulama Yeniçeri Ocağı ve diğer Kapıkulu ocaklarının insan kaynağını karşılamaktaydı. İlk olarak Çelebi Mehmet zamanında uygulanmıştır. II. Murat zamanında kanunlaştırılarak daha sistemli bir hale getirilmiştir. Devşirme sistemi uygulanmadan önceki dönemlerde Yeniçeri Ocağı’nın insan kaynağı pençik sistemiyle karşılanmaktaydı. Pençik ve devşirme yoluyla devletin asker ihtiyacının karşılanması Osmanlı’dan önceki Türk-İslam devletlerinde görülen gulam sistemiyle benzerlik gösterir. Devşirme sistemiyle kurulan askeri birlikler Osmanlı Devletinin düzenli ve her zaman savaşa hazır bir orduya sahip olmasını sağlamıştır. Devşirme sisteminin bozulması Osmanlı Devletinin bu önemli askeri kaynaktan mahrum kalmasına sebep olmuştur.

Osmanlı Devleti’nde devşirme ve pençik yoluyla yönetici ve asker sınıfının oluşturulmasına kul sistemi de denir. Bu şekilde yetiştirilen kişiler hukuki olarak padişahın kulu ve kölesi sayılırdı. Her şeyleriyle Padişaha bağlıydılar. Elbette gerçekte kul veya köle değil, tam tersine devletten maaş alan, toplumun en üst yönetici ve asker sınıfını oluşturmaktaydılar. .

Pençik Sistemi

Osmanlı Beyliğinin ilk dönemlerinde asker ihtiyacını Türkmen boyları sağlıyordu. Beyliğin sınırlarının hızla genişlemesi ve kuşatma gibi olayların düzenli ve disiplinli askeri birlikleri gerektirmesi yeni askeri birliklere ihtiyaç duyulmasına sebep oldu. İlk olarak, savaşlarda esir edilen Hristiyan gençler eğitimden geçirilerek asker olarak yetiştirilmeye başlandı. İslam hukukuna göre savaşta ele geçirilen ganimetin beşte biri devlete aittir. “Pençik”in kelime anlamı beşte birdir. Savaş esirlerinin devletin payına düşen beşte birlik kesimi asker olarak yetiştirildiği için bu isim verilmiştir. Müslüman olarak yetiştirilen ve askeri eğitimden geçirilen bu gençlerden Yeniçeri birlikleri kurulmuştur. Pençik sistemiyle yetiştirilen gençler sadece yeniçerilerin değil, cebeci, topçu ve kapıkulu süvarileri gibi diğer kapıkulu asker birliklerinin de insan kaynağını oluşturuyordu.

Yeniçerilerin ilk olarak hangi padişah zamanında ortaya çıktığı tartışmalıdır. Bazı kaynaklar Orhan Gazi, bazı kaynaklar ise 1. Murad zamanında ortaya çıkmış olduğunu söylemektedir. Orhan Gazi döneminde ortaya çıkma ihtimali olsa da bu dönemde muhtemelen sayıları oldukça sınırlı kalmıştır. Yeniçeri Ocağı’nın ve pençik sistemin asıl olarak teşkilatlanması I. Murad döneminde olmuştur.

Devşirme sistemi ve Yeniçeriler
Devşirme sistemiyle oluşturulan asker ocakları içinde en önemlisi Yeniçeri Ocağıydı. Bir Osmanlı minyatüründe yeniçeriler.

Devşirme Sisteminin Doğuşu

Pençik sistemi ve Yeniçerilerin ilk olarak kimin zamanında ortaya çıktığı kesin olarak bilinmese de, devşirme sisteminin hangi padişah döneminde kurulduğu bilinmektedir. Çelebi Mehmet döneminde (1413-1421) Kapkulu ocaklarının ihtiyacını karşılamak için savaş esirlerinin yerine, Osmanlı topraklarında Hıristiyan halklardan genç yaştaki çocukların toplanması yoluna gidildi. Böylece devşirme sistemi ortaya çıkmıştır. Bu durumun ortaya çıkmasında Fetret devri ve sonrasında yeterli sayıda esir sağlayacak askeri başarının mevcut olamaması etkili olmuş olabilir. Ancak savaş esirlerinden yararlanma yolu tamamıyla terkedilmemiştir. İstisnai olarak da olsa savaş esirleri Acemi Ocağı’na alınmıştır. Dolayısıyla

2. Murad döneminde (1421-1451) kanunlar çıkarılarak devşirme sistemi kuralla bağlandı ve geliştirildi. İlk dönemlerde daha çok Yunan ve Arnavut kökenliler arasında uygulanmıştır. Daha sonra tüm Balkan halklarından ve Anadolu’da yaşayan Hristiyan tebaadan çocuklar devşirilmeye başlanmıştır.

Devşirme Sisteminin Uygulanması ve Acemi Ocağı

Hıristiyan ahali arasından genç çocukların toplanması işlemini ilk dönemlerde bu bölgelerde bulunan Osmanlı yöneticileri tarafından yapılıyordu. Fatih döneminde merkezde bir devşirme teşkilatı kurularak, görevlilerin İstanbul’dan gönderilmesi yoluna gidilmiştir.

Devşirme kanunlarında devşirme yöntemleri ve kimlerin devşirileceği sıkı sıkıya kurallara bağlanmıştı. Balkanların yanı sıra, Anadolu’da bulunan Hıristiyan halk arasından çocuklar alınırdı. Belirli bölgeler devlete verdikleri başka hizmetler karşılığında devşirmeden muaf tutulmuşlardır. Soylular, papazlar, tek erkek çocuğu olanlar muaf tutulurdu. Sağlıklı erkek çocuklar toplanırdı. Toplanacak çocuk sayısı ihtiyaca göre belirlense de genelde her kırk haneden bir çocuk alınırdı. Genel kural olarak 8-18 yaş arasındaki çocuklar toplanırdı. Devşirilen çocukların tüm bilgileri “eşkal defteri” denilen defterlere kaydedilirdi.

Devşirilen çocuklar ilk olarak Türk ailelerin yanına verilerek müslümanlaşmaları, Türkçeyi ve Türk adet ve geleneklerini öğrenmeleri sağlanırdı. Daha sonra bu çocuklar Acemi Ocağı’nda (diğer ismiyle Acemi Oğlanlar Ocağı) eğitilirlerdi. Acemi Ocağı ilk olarak Gelibolu’da açılmıştır. Fethinden sonra İstanbul’da da bir Acemi Ocağı açılmıştır.

Acemi oğlanlar Yeniçeriler gibi devletten maaş alırlardı. Acemi Ocağı’nda kaldıkları süre içinde eğitim faaliyetlerinin yanı sıra, devletle ilgili inşaat işlerinde, fırınlarda veya gemilerde çalıştırılırdı. Nalbantlık, berberlik, saraçlık gibi farklı sanatları öğrenirlerdi. Sıraları gelince Yeniçeri Ocağına veya diğer ocaklara kabul edilirlerdi.

Eğitilen gençlerin farklı ocaklarda görevlendirilmesi zekâ ve kabiliyetlerine göre yapılırdı. Bu konuda liyakat sisteminin işletilmiş olması klasik dönemde Osmanlı devlet yönetiminde kabiliyetli bir yönetici sınıfının yetişmesini sağlamıştır. En zeki ve kabiliyetli olanları Topkapı Sarayı’nda bulunan Enderun’da eğitilirler ve üst düzey görevlerde istihdam edilirdi. Osmanlı Devleti’nde vezir ve sadrazam gibi en üst düzey devlet görevlileri arasında devşirme kökenli vardır. Bunların arasında Kanuni Sultan Süleyman ve 2. Selim zamanında uzun yıllar sadrazamlık görevini yerine getiren Sokullu Mehmet Paşa’yı, 17. Yüzyılda Celali İsyanları’nın bastırılmasında önemli bir rol oymayan Kuyucu Murat Paşa’yı, Kanuni döneminin meşhur sadrazamları Makbul İbrahim Paşa ve Damat Rüstem Paşa’yı sayabiliriz.

Topkapı Sarayı Enderun Kütüphanesi
Sultan 3. Ahmet döneminde inşa edilen Topkapı Sarayı Enderun Kütüphanesi.

Uzun boylu ve gürbüz yapıdaki gençler Bostancı Ocağına ve Kapıkulu süvari bölüklerine ayrılırdı. Devşirilen gençlerin geri kalanları Yeniçeri Ocağına ve diğer askeri ocaklara ayrılırdı.

Devşirme Sistemiyle Kurulan Askeri Birlikler

Devşirme yöntemiyle oluşturulan orduya genel olarak Kapıkulu askerleri adı verilir. Kapıkulu askerleri piyade ve süvari olmak üzere ikiye ayrılırdı. Piyade askerleri yeniçeriler, cebeciler, topçular, top arabacıları, humbaracılar, lağımcılar ve sakalardır.  Yeniçeriler devşirme sistemi ile oluşturulan askeri birliklerin en önemlisi ve sayı olarak en kalabalık olanıydı. Kapıkulu ordusunun ana gövdesini oluşturmaktaydı. Diğer birliklerden cebeciler ordunun silahlarını taşıma, topçular topları imal edip kullanma, top arabacıları topları taşıma, humbaracılar bir çeşit el bombası olan humbara yapma ve kullanma, lağımcılar kuşatmalarda surların altına tünel açma, sakalar ise sefer ve savaş sırasında su temin etme görevlerini yerine getirmekteydi. Kapıkulu süvarilerinin temel görevi savaş sırasında padişahı, hazineyi ve ordunun ağırlıklarını korumaktı. Silahtar, sağ ve sol ulufeciler, sağ ve sol garipler gibi kapıkulu süvari birlikleri vardı.

Devşirme Sisteminin Faydaları

Devşirme sisteminin Osmanlı Devletine sağladığı en önemli katkı her zaman savaşa hazır, düzenli ve profesyonel bir ordu sağlamasıydı. Bu durum klasik dönemde Avrupa devletlerine karşı Osmanlı Devletine çok önemli bir avantaj sağlamıştır. Bu dönemde Avrupa’nın büyük devletlerinin bile düzenli ordularının asker sayıları oldukça sınırlıydı. Orduların çok büyük bir kısmı savaş sırasında bağlı prenslikler ve derebeyliklerden toplanan askerler ve paralı askerlerden oluşurdu. Ateşli silahların ortaya çıkmasıyla düzenli olarak eğitim yapan birliklerin önemi artmıştı. Top ve tüfek kullanan Yeniçeriler hem Doğu’da hem de Avrupa’daki savaşlarda Osmanlı ordusunun en etkili unsuru olmuştur.

Devşirme sisteminin faydalarının bir diğeri merkezi otoriteyi güçlendirmesidir. Siyasi güç açısından toplumsal bir tabanları olmayan, tamamıyla Padişaha bağlı bir yönetici ve asker sınıfının oluşması klasik dönemde merkezi idareyi güçlendiren ve Osmanlı Hanedanı’na karşı rakip güç odaklarının çıkmasını önleyen bir işlev görmüştür. Osmanlı Devletinde padişahlara karşı isyanlar sıklıkla olmuştur. Devşirme sistemi ile oluşturulan askeri birlikler, özellikle de Yeniçeriler bu isyanlarda önemli rol oynamıştır. Ancak padişahlar değiştirilse de, hanedanın değiştirilmesi söz konusu bile olmamıştır.

Devşirme sisteminin bir diğer faydası gayrimüslim unsurların Osmanlı Devleti yönetimine katılmasına imkan sağlamasıdır. Devşirme sistemiyle yetişen gayrimüslim kökenli yöneticiler Devlet yönetiminde önemli bir rol oynamışlardır. Bu durum gayrimüslim halkların Osmanlı otoritesine bağlılıklarına olumlu bir katkı sağlamıştır.

Devşirme sisteminin faydalarından bir başkası devlet görevlilerinin yetiştirilmesinde liyakat ve beceri temelli bir sistem sağlamasıdır. Bu dönemde Avrupa’da soyluluk devlet görevlilerinin seçilmesinde en önemli kriterdi. Osmanlı’da ise devşirme sisteminin bozulması öncesindeki dönemde temel kriter zeka ve yetenek olmuştur.

Devşirme Sisteminin Bozulması

16. Yüzyılın sonlarından itibaren Yeniçeri Ocağına ve diğer Kapıkulu Ocaklarına yapılan alımlarda kurallar esnetilmeye başlandı. Önce yeniçerilerin çocukları Acemi Ocağı’na kabul edilmeye başlandı. Daha sonra diğer Müslüman ahaliden de gençler kabul edilmeye başlandı. Bu alımlara genelde rüşvet ve iltimas bulaşıyordu. Bozulan devşirme sisteminin reformu için teşebbüsler olduysa da başarılı olamadı. Böylece Hristiyan tebaadan yapılan alımların kapıkulu ocaklarına eleman teminindeki rolü yavaş yavaş azalmaya başladı.

Devşirme sisteminin bozulmasıyla birlikte 18. yüzyılın başlarında devşirilen genç sayısı iyice azalmıştı. 18. Yüzyılın ortalarında da devşirme usulü tamamen bırakıldı. Devşirme sistemi terkedildikten sonra Acemi Ocağı devam etmiştir. Ocağa alınan gençlerin tamamı artık Müslüman ahaliden gelmekteydi. 1826 yılında Yeniçerilik kaldırılınca Acemi Ocağı da kapatılmıştır. Böylece pençik sistemiyle başlayan Kapıkulu askeri birlikleri tarihe karışmış oldu.