Islahat Fermanı

Islahat sözlükte düzeltme, iyileştirme ve reform gibi anlamlara gelir. Islahat Fermanı Osmanlı Devletinde Sultan Abdülmecid zamanında 18 Şubat 1856 tarihinde ilan edilen ve hukuk sisteminde önemli değişiklikler yaratan bir padişah buyruğudur. 1839 yılında ilan edilmiş olan Tanzimat Fermanının devamı niteliğindedir. Tanzimat dönemi reformlarının en önemlilerinden biridir. Islahat Fermanında özellikle Osmanlı Devletinde yaşayan Müslüman olmayan halklarla ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Hukuk önünde eşitlik ve eşit vatandaşlık ilkelerine dayanır. Bu açıdan Türk anayasa tarihinin önemli dönüm noktalarından biridir. İlan edilmesinde Avrupa devletlerinin doğrudan etkisi vardır.

Tanzimat Fermanıyla ilgili geniş bilgi için şu yazımızı okuyabilirsiniz: Tanzimat Fermanı

KISACA ÖZET
Islahat Fermanı nedir?
Islahat Fermanı Osmanlı Devletinde kişi hak ve özgürlüklerini düzenleyen, hukuk sistemini iyileştirmeyi amaçlayan ve büyük ölçüde Avrupa devletlerinin etkisi ile çıkarılmış bir padişah buyruğudur.
Hangi padişah döneminde hangi tarihte ilan edilmiştir?
Sultan Abdülmecid döneminde 18 Şubat 1856’da ilan edilmiştir.
Amacı nedir?
Islahat Fermanının temel amacı hukuk düzenini iyileştirerek gayrimüslim azınlıkların devlete bağlılığını sağlamak, Avrupa devletlerinin desteğini almak ve Avrupa devletlerinin Osmanlı iç işlerine karışmalarını engellemektir.
Önemi nedir?
Islahat Fermanı anayasal düzene geçiş yolunda Tanzimat Fermanından sonra atılan önemli bir adımdır. Osmanlı tarihinde hukuk önünde eşitlik ve eşit vatandaşlık ilkeleri ilk kez açık ve ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiştir.
Islahat Fermanı maddeleri nelerdir?
Fermanın önemli maddeleri şöyledir:
– Gayrimüslimlere devlet görevine girme, askerlik yapma ve askeri okullara girme gibi konularda Müslümanlarla aynı haklar tanınacaktır.
– Vergi konusunda eşitlik sağlanacak, iltizam yöntemi ve cizye vergisi kaldırılacaktır.
– Tüm dini gruplara din ve ibadet özgürlüğü sağlanacaktır. Gayrimüslimlerin ibadethane, okul, mezarlık gibi yapıları tamir etmelerine ve yenilerini inşa etmelerine izin verilecektir.
– Halka açık ve adil yargılama sağlanacaktır. İşkence ve kötü muamele yasaklanacak, cezalar ve hapishane şartları iyileştirilecektir.
– Gayrimüslimler eyalet meclislerine seçilebilecektir. Ayrıca gayrimüslimlerin kendi işlerini görebilmeleri için cemaat meclisleri oluşturulacaktır.

Sultan Abdülmecid
Tanzimat Fermanı gibi Islahat Fermanı da Sultan Abdülmecid döneminde ilan edilmiştir.

Islahat Fermanını Hazırlayan Şartlar

1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanına göre, Islahat Fermanında yabancı devletlerin etki ve baskısı çok daha önemli ve belirgindir. Avrupa devletleri öteden beri Osmanlı devletindeki Hristiyan halkların durumunun iyileştirilmesi ve haklarının genişletilmesi konusunda baskı yapıyordu.

Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1853 yılında başlayan Kırım Savaşının en önemli sebeplerinden biri Rusya’nın Osmanlı Devleti içindeki Hristiyan halkların koruyuculuğunu üstlenerek bu halklar üzerinden nüfuz kazanma isteğiydi. Osmanlı Devletinin bunu reddetmesi savaşa kadar giden gelişmelere yol açtı. İngiltere, Fransa ve bir İtalyan devleti olan Piyemento bu savaşta Rusya’ya karşı Osmanlı Devletini destekledi. Bu devletlerin askeri desteğiyle Osmanlı Devleti bu savaşı kazandı.

Savaş sonrasında yapılacak barış antlaşmasında Osmanlı Devleti içinde yaşayan Hristiyan halkların hukuki statüsünün iyileştirilmesi ve yeni haklar verilmesi yönünde hükümlerin yer alması öngörülüyordu. Osmanlı yöneticileri bunun Osmanlı iç işleri meselesi olduğunu söyleyerek reddettiler. Bunun üzerine İngiltere ve Fransa, antlaşma öncesinde Osmanlı yöneticilerden bu yönde düzenlemeler yapmasını istedi. Osmanlı yöneticileri de, hem antlaşmada bu iki devletin desteğini almak, hem de bu konuyu uluslararası alanda doğrudan yabancı devletlerin müdahalesiyle değil de kendi içinde düzenlemek için Islahat Fermanını ilan etti.

Fermanın Hazırlanması ve İlanı

Islahat Fermanının içeriğinin hazırlanmasında da Avrupa devletlerinin önemli bir etkisi olmuştur. Fermanın içeriği büyük ölçüde İngiltere, Fransa ve Avusturya’nın İstanbul’da bulunan elçileriyle Osmanlı sadrazamı ve dış işleri bakanı arasında yapılan toplantı sonucunda belirlenmiştir. Osmanlı yöneticileri metnin hiçbir şekilde uluslararası bir nitelik kazanmasını istemedikleri için düzenleme padişah fermanı şeklinde yapılmıştır.

Islahat Fermanı 18 Şubat 1856 tarihinde Babıâli’de yapılan bir törenle okunarak ilan edildi. Fermanın kopyaları Paris Kongresine katılan devletlere verildi.

Islahat Fermanı

Paris Kongresinde bazı devletler Islahat Fermanı metninin antlaşmanın maddeleri arasında yer alması için çalıştılar. Osmanlı temsilcileri bu öneriye karşı çıktı. Varılan uzlaşmayla Fermanın antlaşmaya katılan devletlere tebliğ edildiği ve bu devletlerin fermanı tasdik ettikleri kayda geçirildi. Antlaşma maddeleri arasında Islahat Fermanı metni yer almadı.

Islahat Fermanının Maddeleri

Tanzimat Fermanı tüm Osmanlı tebaasını ilgilendiren genel hükümler getirmişken, Islahat Fermanı metninin içeriği büyük ölçüde Osmanlı Devletinde yaşayan Müslüman olmayan halklarla ilgilidir. Düzenlemelerin temel amacı Müslüman tebaa ile gayrimüslim tebaa arasında eşitliğin sağlanmasıdır. Ayrıca işkence ve kötü muamelenin yasaklanması, adil yargılama, hapishane şartlarının iyileştirilmesi, ibadet özgürlüğü gibi konuları ilgilendirmektedir.

Islahat Fermanında yer alan önemli hususlar şunlardır:

Devlet görevlerinde yer alma konusunda tüm tebaa arasında eşitlik sağlanacaktır. Hangi din, mezhep ve ulustan olduğuna bakılmaksızın herkesin yeteneğine göre ve mevcut kanunlar çerçevesinde kamu hizmetlerine girmeleri serbesttir. Böylece gayrimüslimlere devlet görevlisi olma hakkı tanınmıştır.

Müslüman tebaa ile gayrimüslim tebaa arasında vergi açısından eşitlik sağlanacaktır. Cizye vergisi kaldırılacaktır.

Askerlik açısından eşitlik sağlanarak gayrimüslimlerin asker olmasının ve askeri okullarda eğitim görmelerinin yolu açılacaktır.

Eyalet meclislerine seçilme ve Meclis-i Vâlâ’da görev alma konusunda eşitlik sağlanacaktır. Bu meclislere gayrimüslimler de girebilecektir. Ayrıca gayrimüslimlerin kendi işlerini görebilmeleri için cemaat meclisleri oluşturulacaktır.

Tüm dini gruplara ibadet özgürlüğü sağlanacaktır. Din ve mezhep değiştirmek için kimse zorlanmayacak, din ve mezhebi yüzünden kimse aşağılanmayacaktır. Gayrimüslimlerin ibadet yerlerinin, okul, hastane ve mezarlıklarının tamirlerine engel olunmayacak, yenilerinin yapılmasına izin verilecektir.

Yeni ceza kanunları yapılacak, açık ve adil yargılama sağlanacaktır. İşkence ve kötü muamele yasaklanacak, cezalar ve hapishane şartları iyileştirilecektir.

Islahat Fermanının Önemi

Islahat Fermanının içeriği büyük ölçüde Osmanlı Devletinin gayrimüslim tebaasını ilgilendirse de, bu düzenlemelerin eşit vatandaşlık ve kanun önünde eşitlik ilkelerine dayanması açısından genel olarak hukuk düzenin etkileyen sonuçlar getirmiştir. Bu açıdan Türk anayasa tarihi açısından önemlidir.

Tanzimat Fermanı ile başlayan Türkiye’de anayasal hakların gelişme süreci Islahat Fermanı ile devam etmiştir. Bu dönemde Avrupa ülkelerinin birçoğunda halka tanınan haklar Osmanlı tebaasına da tanınmaya başlamıştır. Hukuk önünde eşitlik ilkesi demokrasinin en önemli kurallarından biridir. Dini mensubiyetine bakılmaksızın tüm halkın hukuk önünde eşit olması ve eşit vatandaşlık haklarına sahip olmaları bu dönemde Batı Avrupa ülkelerinin çoğunda benimsenmişti. Osmanlı hukuk düzeninde de bu ilkenin benimsenmesi demokrasi ve anayasal düzen açısından ileriye doğru atılmış bir adımdır. Her ne kadar bu ilke Avrupa devletlerinin baskısıyla kabul edilmiş olsa da Türkiye’de anayasal düzenin gelişmesi açısından bir kazanımdır.

Islahat Fermanına Tepkiler

Islahat Fermanı Osmanlı Devletinin hem Müslüman tebaası, hem de gayrimüslim tebaası arasında tepkilere yol açtı. Beklenenin aksine gayrimüslimlerden gelen tepkiler Müslümanlardan gelen tepkilerden daha fazlaydı.

Müslüman olmayan gruplar içinde en fazla tepki Rumlardan geldi. Çünkü Osmanlı geleneksel hukuk düzeninde Rumların, Ermeniler ve Yahudilere göre daha fazla hakları ve ayrıcalıkları vardı. Rumlar Ermeni ve Yahudilerle eşit olarak kabul edilmelerine tepki gösterdiler.

Askere alınmada Müslüman ve gayrimüslimlerin eşit haklara sahip olması bir kazanım gibi görünse de gayrimüslimlerin tepkisine yol açtı. Çünkü o zamana kadar askerlikten muaf olan Müslüman olmayanlar için askerlik zorunluluğu ortaya çıkıyordu. Bu durumun ciddi tepki ve karışıklıklar çıkarabileceğini bilen Osmanlı yöneticileri isteyenlerin askere gitmek yerine belirli bir miktar para ödeyerek muaf olabileceği hükmünü fermana koymuştu. Yine de bu durum tepkilerin ortaya çıkmasını engellemedi.

Islahat Fermanı Hristiyan din adamlarının da tepkisini çekti. Hristiyan din adamları kendi dindaşlarından kilise için belirli bir aidat topluyorlardı. Bu aidat kilise ve din adamları için önemli bir gelir kaynağıydı. Ferman bu aidatı kaldırdı ve Hristiyan din adamlarının maaşının devlet tarafından ödenmesi kuralını getirdi. Ayrıca bu fermanla Hristiyan din adamlarının göreve başlarken devlete bağlılık yemini etmeleri zorunluluğu getirildi. Bu hususlar din adamlarının tepkisine sebep oldu.

Islahat Fermanına karşı Müslüman halktan da tepkiler geldi. Osmanlı geleneksel hukuk düzeninde Müslümanlar hakim ve üstün unsurdu. Belirli haklar sadece Müslümanlara tanınmıştı. Dini mensubiyetine bakılmaksızın tüm Osmanlı tebaasının eşit sayılması ve aynı haklara sahip olması Müslümanlar arasında yüzyıllardır süren hakların ve üstünlüğün kaybedildiği düşüncesi yarattı.

Fermana karşı ortaya çıkan tepkiler Müslüman ve gayrimüslim gruplar arasında karışıklıklar çıkmasına sebep oldu. Bazı bölgelerde ölümlerle sonuçlanan çatışmalar yaşandı. Bu durum Avrupa devletlerinin müdahalesine sebep oldu.

Islahat Fermanının temel amacı gayrimüslim tebaanın devlete bağlılığını arttırmak ve yabancı devletlerin bu konuda Osmanlı iç işlerine karışmasını engellemekti. Her iki konuda da başarılı bir sonucun ortaya çıktığı söylenemez. Çıkan karışıklıklar sebebiyle Müslüman gruplarla gayrimüslim halklar arasındaki sorunlar daha da büyüdü. Ayrılıkçı hareketlerin engellenmesi konusunda Islahat Fermanı olumlu bir etki yapmadı. Paris Antlaşmasında fermana atıf yapılmasını öne süren Avrupa devletleri gayrimüslimlerle ilgili olarak Osmanlı Devletinin iç işlerine daha fazla karışmaya başladılar.