Kore Savaşı ve Kore’de Türk Askeri
Kore Savaşı Kuzey ve Güney Kore arasında 1950-1953 yılları arasında gerçekleşmiştir. Türkiye de bu savaşa katılmıştır. Kore Savaşı II. Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan Soğuk Savaş döneminin ilk sıcak çatışmalarından birisidir. Sovyetler Birliği’nin Kuzey Kore’yi, ABD’nin ise Güney Kore’yi desteklemesi ile savaş uluslararası bir mahiyet kazanmıştır.
KISACA ÖZET
Kore Savaşı neden çıktı?
2. Dünya Savaşı sonrasında Kore yarımadasında kuzeyde Sovyetler Birliği’nin etkisinde, güneyde ise Amerika Birleşik Devletlerinin etkisinde iki rakip devlet oluşmuştu. Savaş Kuzey Kore’nin Güney Kore’ye saldırması ile başladı.
Savaşın tarafları kimlerdir? Türkiye hangi taraftaydı?
Savaşın bir tarafını Kuzey Kore, Çin Halk Cumhuriyeti ve Sovyetler Birliği oluşturuyordu. Karşı cephede ise Güney Kore, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Kanada, Filipinler, Fransa, Avustralya, Yunanistan, Hollanda, Güney Afrika, Tayland gibi ülkelerden oluşan Birleşmiş Milletler Gücü vardı. Türkiye Kore Savaşı’na Amerika Birleşik Devletlerinin başını çektiği Birleşmiş Milletler Gücü tarafında katılmıştır.
Türkiye Kore Savaşı’na neden katıldı?
Türkiye 2. Dünya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliği’nin tehdidi nedeniyle Amerika Birleşik Devletlerine yakın bir dış politika sürdürüyordu. Güvenliği için NATO’ya katılmak istiyordu. Ancak NATO’daki bazı devletler Türkiye’nin katılmasına karşıydı. Türkiye’nin Kore Savaşı’na katılmasının temel sebebi NATO’ya girme konusundaki engelleri kaldırmaktı.
Kore Savaşı: Sebepler
Kore Savaşı’nın sebeplerinin başında Sovyetler Birliği ile ABD arasındaki güç ve nüfuz çatışması gelir. II. Dünya Savaşı öncesinde Kore Japonya’nın egemenliğinin altındaydı. 1905’de gerçekleşen Japon-Rus Savaşı sonrasında Japonya Kore topraklarında hakimiyet kurmuşlardı. II. Dünya Savaşı’na kadar süren bu hakimiyet, Japonya’nın savaşı kaybetmesiyle son buldu.
II. Dünya Savaşı’nda Almanya ve Japonya’ya karşı birlikte savaşan Sovyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri savaş sonrasında Kore’nin ortak vesayetleri altında bağımsız bir devlet olması konusunda anlaşmıştı. Bu anlaşmayla 38. enlem çizgisinin kuzeyi Sovyetler Birliği’nin, güneyi ise ABD’nin harekât alan olarak belirlendi. Japonya’nın Kore’den çekilmesinden sonra bu bölgeler ABD ve Sovyet orduları tarafından 1945’de işgal edildi.
Savaşta müttefik olan ABD ve Sovyetler Birliği, 1945 sonrasında hızla rakip devletler haline geldiler. Kore’nin birleşik ve bağımsız bir devlet olması yönündeki çabalar sonuç vermedi. 1948 yılında 38. enlemin kuzeyindeki topraklarda Sovyetler Birliği yanlısı, güneyindeki topraklarda ise ABD yanlısı iki farklı devlet kuruldu. İki devlet birbirini tanımadı ve meşru Kore devletinin kendilerinin olduğunu iddia ettiler. Kuzey ve Güney arasında sınır çatışmaları çıktı ama bunlar 1950’ye kadar büyük bir savaşa dönüşmedi.
Kore Savaşı öncesinde Kuzey Kore, Sovyetler Birliği’nin desteğiyle Güney’e göre daha güçlü bir ordu kurdu. 1949’da Çin’deki iç savaşı komünistlerin kazanması ve yönetimi ele geçirmeleriyle bölgede Sovyetler Birliği’nin etkisi artmıştı. Kuzey Kore lideri Kim İl-song ve Sovyetler Birliği lideri Stalin, güçlü bir saldırıyla, ABD’nin müdahalesine fırsat tanınmadan güneyi hızlı bir biçimde ele geçirerek, tüm ülkede hakimiyet kurmayı planlıyordu.
Savaşın Başlaması
Kuzey Kore orduları 25 Haziran 1950’de 38. enlemi aşarak güçlü ve ani bir saldırı başlattı. Böylece Kore Savaşı başladı. Kuzey hem asker sayısı hem de silah gücü açısından Güney’den oldukça üstündü. Güney Kore orduları saldırılara karşı koyamadı ve geri çekildi. Ama yine de Kuzey Kore, Güney’i kısa sürede teslim alma ve tüm topraklarda hakimiyet sağlama hedefine ulaşamadı. Yarımadanın ucunda küçük bir bölge Güney ordularının elinde kaldı.
Kuzey Kore’nin saldırısı üzerine Amerika Birleşik Devletleri hemen Güney’e silah ve cephane yardımı vermeye başladı. Ayrıca Birleşmiş Milletleri toplantıya çağırdı. Bu dönemde Sovyetler Birliği Birleşmiş Milletleri boykot ederek, toplantılara katılmıyordu. Bu sebeple Kuzey Kore aleyhine bir kararın çıkmasına engel olamadı. Birleşmiş Milletler Güney Kore’ye askeri yardım edilmesini öngören bir kararı kabul etti (27 Haziran 1950).
Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde bir Birleşmiş Milletler (BM) Gücü oluşturuldu. Bu Güce ABD’nin dışında İngiltere, Fransa, Kanada, Avustralya, Belçika, Kolombiya, Etiyopya, Yunanistan, Lüksemburg, Hollanda, Yeni Zelanda, Filipinler, Tayland, Güney Afrika ve Türkiye askeri destek verdi. Danimarka, İsveç, Hindistan, Norveç ve İtalya da tıbbi ekiplerle destekledi. Oluşan askeri gücün çok büyük bir kısmı ABD tarafından sağlanmıştı.
ABD’li General MacArthur komutasındaki BM Gücü hızlı bir biçimde Kuzey Kore ordularını geri püskürttü. BM Gücünün ilerlemesini 38. paralelde durdurmadı. Tüm Kore topraklarını ele geçirmek için Kuzey topraklarında harekata devam etti. Kısa sürede Çin sınırına ulaştı.
Çin’in Savaşa Müdahil Olması
Çin başlangıçta Kore Savaşı konusunda tarafsız davranıyordu. İç savaş yeni bitmişti. Tayvan adasına sığınan milliyetçi Çin güçleriyle ana karada hakimiyeti sağlayan Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki mücadele sürüyordu. Bu şartlarda ABD ve diğer büyük güçlerle bir çatışmaya girmek istemiyordu. Ancak Kore yarımadasının tamamen ABD nüfuzuna girecek olma ihtimali Çin’i harekete geçirdi.
25 Ekim 1950’de 250 bin civarında Çin askeri Çin’le Kore’yi ayıran Yalu Nehrini aşarak BM Gücüne saldırdı. Bu tarihte Kore’deki BM güçlerinin toplam sayısının 200 bin civarında olduğu göz önüne alındığında, Çin kuvvetlerinin sayı gücü daha iyi anlaşılabilir. Çin’in Kore’ye gönderdiği asker sayısı daha sonra 700 bini aşmıştır. Çin ve Kuzey Kore güçlerine Sovyet Hava Kuvvetleri de destek veriyordu. Savaş tekrar Kuzey’in lehine dönmüştü. BM Güçleri 38. Paralelin altına kadar geriledi. Seul Kuzey kuvvetlerinin eline geçti.
Toparlanan ve takviye güçlerle desteklenen BM Gücü 1951 ilkbaharında karşı saldırıya geçerek Seul’u ve 38. enleme kadar olan toprakları geri aldı. Bu tarihten sonra 1953’teki ateşkese kadar Kuzey ve Güney güçleri arasındaki güç dengesi büyük ölçüde korundu. Sınır 38. enlem civarında oluştu.
Kore Savaşı ve Türkiye
Türkiye Kore Savaşı’na Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerinin safında katıldı. Türkiye’nin BM Gücüne gönderdiği asker sayısı diğer birçok ülkenin katkısından daha fazladır. İlk gönderilen Türk Tugayı 259’u subay, 395’i astsubay, 22’si memur, 4414’ü erbaş ve er olmak üzere toplam 5090 personelden oluşmaktaydı. BM Gücüne katılan 16 ülke arasında, Türkiye asker sayısı açısından ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Filipinler’den sonra en fazla destek gönderen altıncı ülkeydi. Türk Tugayı Tuğgeneral Tahsin Yazıcı tarafından komuta ediliyordu.
Türkiye Kore Savaşı’na neden katıldı?
II. Dünya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliği Türkiye için tehdit oluşturmaya başlamıştı. Sovyetler Doğu Anadolu topraklarının bir kısmının kendine ilhakı ve Boğazlarda ortak denetim yapılması isteklerini açık bir biçimde dile getirdi. Türkiye bu tehdide karşı ABD’ye yakınlaşma çabalarına girdi. Sovyet tehdidine karşı Batı ülkeleri 1949’da NATO’yu kurdular. Türkiye’de hemen bu birliğe katılmak istedi. ABD Türkiye’nin katılımını desteklese de İngiltere ile Hollanda, Belçika, Danimarka gibi ülkeler buna muhalefet ettiler.
Kore Savaşı Türkiye tarafından NATO’ya katılma konusundaki muhalefeti kırmak için bir fırsat olarak görüldü ve Türkiye BM Gücüne katılmaya karar verdi.
Türk Tugayı ABD savaş gemileriyle 1950 yılının Ekim ayı içerisinde Kore’ye ulaştı. Bu tarihlerde BM Güçleri 38. enlemin üzerine çıkarak Kuzey topraklarında ilerliyordu. Türk Tugayı Çin’in başlatacağı ikinci büyük saldırının hemen öncesinde kuzeye doğru hareket etti. Çin sınırına yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki Chongchon nehri civarındayken BM Güçleri Çinli birliklerin saldırısı karşısında geri çekilme kararı aldı.
Türk Tugayının Kore Savaşı boyunca yaşadığı en önemli muharebe bu geri çekilme sırasında meydana geldi. Kalabalık Çinli kuvvetler tarafından kuşatılan Türk Tugayı Kunuri’de 26 Kasım – 29 Kasım 1950 tarihleri arasında çok çetin bir savaş vermiştir. Türk Tugayının direnişiyle zaman kazanan BM Güçleri Çinli kuvvetler tarafından kuşatılmadan geri çekilmeyi tamamlamıştır. Türk Tugayı’nın Kore’deki zayiatının önemli bir bölümünü burada vermiştir. Toplam zayiat 218 şehit, 455 yaralı ve 94 kayıptır. Türk Tugayı savaştığı diğer önemli çatışmalar Kumyangjang-Ni Muharebesi (25-27 Ocak 1951), Seul savunması (13-18 Mayıs 1951) ve Vegas Muharebesidir (28-29 Mayıs 1953).
Kore’de bulunan askeri birlik zamanla yenileri ile değiştirilmiştir. Böylece Kore’de dört farklı Tugay ve toplamda 23 bine yakın Türk askeri görev yapmıştır. Türk askerlerinin toplam zayiatı 734 şehit, 2147 yaralı, 234 esir ve 175 kayıptır. Katılan asker sayısıyla kıyaslandığında Kore’deki Türk askeri zayiatı oldukça yüksektir. Türkiye, BM Gücü içerisinde gönderilen asker sayısı bakımından 6. sıradayken, kayıplar açısından ABD ve İngiltere’nin ardından 3. sıradadır. Türk Tugayının en fazla zayiat verdiği muharebeler Kunuri ve Vegas muhabereleridir. Şehit kayıplarının yaklaşık yarısı bu iki muharebede gerçekleşmiştir. Savaşın sona ermesiyle asker sayısı azaltılsa da Türk askerleri Kore’de kalmaya devam etmiştir. 1971’de tüm Türk askerleri geri çekilmiştir.
Savaşın Sona Ermesi
1951 yılının başlarında savaş 38. enlem civarında tıkanmıştı. İki taraf da üstünlük gösterip kesin sonuca gidebilecek bir güç gösteremiyordu. Temmuz 1951’de Kuzey Kore’nin talebi üzerine taraflar arasında ateşkes görüşmeleri başladı. Ateşkes Antlaşması ancak 27 Temmuz 1953’de imzalandı. Bu süre zarfında çatışmalar devam etti. Sonuçta üç yıllık çatışma sonrasında eski sınırlara dönüldü ve 38. paralel Kuzey-Güney arasındaki sınır olarak belirlendi. Ateşkes antlaşması ile Kore savaşı sona ermiştir. Ancak savaş sonrasında barış antlaşması imzalanmamıştır.
İnsan Kayıpları
Üç yıl süren Kore Savaşı savaşan taraflar ve sivil halk arasında çok ağır kayıpların verilmesine sebep olmuştur. Toplamda bir milyon civarında asker ve iki milyon civarında sivil hayatını kaybetmiş, milyonlarcası yaralanmıştır.
BM Gücünün toplam ölen sayısı 55 bin civarındadır. ABD 36.516 askerle en büyük can kaybını yaşamıştır. Önemli kayıp yaşayan diğer ülkeler İngiltere (1109), Türkiye (741) ve Kanada (516), Avustralya (339) ve Fransa’dır (300). Güney Kore ordusunun toplam kaybı, kaybolanlar dahil 130 bin civarındadır. Kuzey Kore ve Çin’in kayıplarıyla ilgili farklı kaynaklardan verilen rakamlar çok değişkendir. Kuzey Kore’nin 300 bin ve Çin’in 400 bin civarında asker kaybı olduğu tahmin edilmektedir. Savaşa daha çok hava kuvvetleriyle katılmış olan Sovyetler Birliği’nin asker kaybı 300 civarındadır.
Kore Savaşı sonucunda oluşan sivil kayıplarla ilgili sayılar son derece muğlaktır. Kuzey ve Güneyde toplan 2 milyona yakın insanın hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Sivil kayıplarının bu derece yüksek olmasının sebebi Kuzey ve Güney Kore ordularının sivil halka yönelik sistematik katliamlar yapması, hava bombardımanlarının ve özellikle ABD ordusu tarafından napalm bombası kullanımının yoğun olması, açlık ve hastalıklardır.
Kore Savaşı’nın Sonuçları
Kore Savaşı sonrasında Kore yarımadasında siyasi durum değişmedi. Savaştan sonra Kore’nin Kuzey ve Güney olarak ikiye bölünmüş hali devam etti. 38. enlem sınır olarak kabul edildi. İki Kore arasındaki siyasi ve askeri gerilim günümüzde hala devam etmektedir.
Kore Savaşı ABD ve müttefikleri ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaşın derinleşmesine sebep oldu.
Kore Savaşı ile Türkiye NATO’ya üye olmak yolunda önemli bir adım attı. 18 Şubat 1952’de Türkiye resmen NATO’ya katıldı.