Birinci Dünya Savaşının Nedenleri

1914-1918 yılları arasında cereyan eden 1. Dünya Savaşı tarihin en kanlı ve yıkıcı savaşlarından birisidir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahdı 28 Haziran 11914 tarihinde Saraybosna’da bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürüldü. Bu olay üzerine Avusturya-Macaristan Sırbistan’a savaş açtı. Bu durum 1. Dünya Savaşının patlamasına neden olmuştur. Bu olay aslında savaşın gerçek nedeni değil, şartları oluşan yangını başlatan küçük bir kıvılcımdı. Birinci Dünya Savaşının nedenlerini Avrupa devletlerini bu denli büyük bir savaşın eşiğine getiren faktörler arasında aramak gerekir.

Avusturya-Macaristan Veliahtı Franz Ferdinand'ın öldürülmesi
Bir Sırp milliyetçisi olan Gavrilo Princip tarafından Avusturya-Macaristan Veliahtı Franz Ferdinand’a 28 Haziran 1914’de Saraybosna’da düzenlenen suikast Birinci Dünya Savaşının kıvılcımı olmuştur.

Milliyetçilik Akımları ve Ulus-Devletler Arasındaki Rekabet

Fransız İhtilali sonrasında tüm dünyaya yayılan milliyetçilik akımları bağımsızlık mücadelelerini ve devletler arasındaki rekabeti körüklemişti. Savaşın patlamasında önemli bir unsur olan Almanya’yla Fransa arasındaki rekabette milliyetçi duyguların rolü büyüktür. Ayrıca Balkanlar’daki çatışmalar, Avusturya ile Rusya arasındaki rekabette de milliyetçilik akımları önemli bir unsurdur.

Sömürgecilik ve Dünyayı Paylaşma Rekabeti

Coğrafi Keşiflerle başlayan Avrupalı devletlerin dünyaya yayılması ve sömürgecilik faaliyetleri 19. yüzyılda iyice hız kazandı. Bunun en önemli sebebi sanayi devrimiyle birlikte Avrupalı devletlerinin hammadde ve pazar ihtiyaçlarının artmasıydı. Sanayileşen ülkeler üretim için ucuz ve bol hammaddeye, ürettikleri mallar içinse geniş pazarlara gereksinim duyuyorlardı.

İlk sömürge imparatorluklarının kurulduğu Amerika kıtasındaki sömürge topraklarının büyük çoğunluğu 19. yüzyılın ilk yarısında bağımsızlıklarına kavuştular. Avrupalı büyük güçler gözlerini Afrika ve Asya’ya çevirdi. Bu bölgede geniş sömürge toprakları elde ettiler. Dünyayı paylaşma kavgasına Avrupa dışından devletler de katıldı. 19. yüzyılın ortalarından itibaren hızla gelişen Japonya sömürge toprakları aramaya başladı. Bu amaçla Kore ve çevresinin hâkimiyeti için Çin (1895) ve Rusya (1905) ile savaşlara girişti. Eski bir İngiliz sömürgesi olan Amerika Birleşik Devletleri de sömürgecilikten geri kalmadı. 1899 yılında İspanya’nın sömürgesi olan Filipin’i ele geçirerek kendi sömürgesi haline getirdi.

Sömürgecilik yarışını tasvir eden karikatür
Birinci Dünya Savaşını hazırlayan faktörlerin başında gelen sömürgecilik yarışını anlatan bir karikatür

Milli birliklerini geç bir dönemde kurdukları için, Almanya ve İtalya sömürgecilik yarışında İngiltere ve Fransa’nın çok gerisinde kalmıştı. Elde ettikleri topraklar çok daha azdı. Bu iki devlet, özellikle de güçlü bir ekonomi ve orduya sahip Almanya, yeni sömürgeler edinmek istiyordu. Fakat dünyada sömürgeleştirilecek yeni toprak pek kalmadığı için İngiltere ve Fransa’nın geniş sömürgelerinden pay almak istiyordu. 1881 yılında Tunus’un hâkimiyeti konusunda Fransa ile İtalya arasında anlaşmazlık çıktı. 1900’lerin başında bu sefer Fas konusunda Fransa ile Almanya arasında problemler çıktı. Bu anlaşmazlıklar I. Dünya Savaşı öncesindeki cepheleşme ve silahlanmada önemli bir etken olmuştur.

Avrupa’daki Siyasi Anlaşmazlıklar

Avrupalı güçler arasında sadece dünyanın paylaşımı konusunda değil, Avrupa’daki bazı bölgeler hakkında da ciddi anlaşmazlıklar vardı. Bu anlaşmazlıklardan önemlileri şunlardır.

Alsace-Lorraine Anlaşmazlığı

Avrupa’daki anlaşmazlıkların en önemlilerinden birisi Fransa ile Almanya arasında Alsace-Lorraine (Alzas-Loren) bölgesi üzerineydi. 1870 yılında bu bölge Almanya tarafından ele geçirildi. Ancak Fransa bu durumu kabullenmedi. Bu bölgeyi tekrar ele etme fikrini devamlı canlı tuttu. Bu amaçla ekonomisini ve ordusunu güçlendirmeye çalıştı. Bu durum Fransa ile Almanya arasında bitmeyen bir anlaşmazlık ve düşmanlık ortaya çıkardı.

Balkanlar’daki Siyasi Rekabet

Balkanlarda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Rusya arasında nüfuz mücadelesi vardı. Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki topraklarının büyük çoğunluğunu kaybetmesiyle bu bölge büyük ölçüde Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun etkisi altına girdi. Rusya ise bölgedeki bağımsız Slav devletler, özellikle de Sırbistan vasıtasıyla bölgede etkili olmaya çalışıyordu. Avusturya-Macaristan’ın elindeki bölgelerde bulunan Slav halkları bağımsızlık için teşvik ediyordu.

Osmanlı Toprakları Üzerindeki Rekabet

Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı öncesinde eski topraklarının önemli bir bölümünü kaybetmiş durumda olsa da hem topraklarının stratejik konumu hem de petrol gibi yer altı zenginlikleri nedeniyle Avrupalı güçlerin rekabet alanlarından birisiydi. Bu dönemde Osmanlı Devleti’nin Almanya ile yakınlaşması hem Rusya’yı, hem de Fransa ve İngiltere’yi rahatsız etmişti.

Avusturya-Macaristan’la İtalya Arasındaki Sorunlar

Avusturya-Macaristan’la İtalya arasında da bazı anlaşmazlıklar vardı. İtalyan toplulukların yasadığı bazı bölgeler Avusturya-Macaristan’ın topraklarında içinde yer alıyordu. İtalya bu bölgeleri kendi topraklarına katmaya çalışıyordu. Ayrıca Adriyatik Denizi’nin kontrolü için iki devlet arasında mücadele vardı.

İttifak Anlaşmaları ve Bloklaşma

Avrupalı güçler arasındaki anlaşmazlıklar birbirine düşman iki devlet grubunun ortaya çıkmasına neden oldu. Blokları oluşturan devletler kendi aralarında bir savaş durumunda birbirlerini desteklemeyi öngören askeri ittifak anlaşmaları yaptı. Bu durum savaşın hızla yayılmasının en önemli sebebidir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Sırbistan arasında çıkan savaş aslında tüm Avrupa’yı savaşa sürükleyecek kadar önemli olmayan bir bölgesel çatışma niteliğindeydi. Ancak ittifak anlaşmaları ve bloklaşma sebebiyle diğer devletler de çatışmaya müdahil oldu. İki devlet arasındaki çatışma domino etkisi yaratarak sadece bir hafta içinde tüm Avrupa’yı savaşa sürüklemiştir.

Birinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa'daki kamplaşma
Birinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’daki kamplaşmayı gösteren karikatür

Bloklaşmayı doğuran ittifak anlaşmalarının ilki 1876 yılında Fransa’ya karşı Almanya ile Avusturya-Macaristan arasında yapıldı. 1881 yılında Tunus’un hâkimiyeti konusunda Fransa ile anlaşmazlığa düsen İtalya da bu ittifaka katıldı. Böylece Almanya, Avusturya-Macaristan ve İtalya Üçlü İttifak bloğunu kurmuş oldular. Fransa bu ittifaka karşı önce, Avusturya-Macaristan’la rekabet içinde olan Rusya ile 1881 yılında anlaştı. İngiltere de Almanya’nın hızlı ekonomik ve askeri gelişmesi karşısında endişe içindeydi. Ayrıca Fransa ve Rusya’yla da sömürge topraklarıyla ilgili sorunları olduğu için uluslararası arenada biraz yalnız kalmıştı. İngiltere, Fransa ve Rusya’yla olan sorunlarını çözerek bu ittifaka katıldı. Böylelikle İngiltere, Fransa ve Rusya 1907 yılında Üçlü İtilaf bloğunu oluşturdular.

İtalya’nın Üçlü İttifak içinde birlikte yer aldığı Almanya ve Avusturya-Macaristan’la bağı aslında çok güçlü değildi. Nitekim İtalya 1902 yılında gizlice Fransa ile saldırmazlık anlaşması imzaladı. Ancak Üçlü İttifaktan da ayrılmadı. 1. Dünya Savaşı başladığında önce tarafsız kalacağını ilan etti, daha sonra 1915’te Almanya ve Avusturya-Macaristan’ın tarafında değil, Üçlü İtilaf devletlerinin yanında savaşa girdi.

Silahlanma Yarışı ve Askeri Stratejiler

19. yüzyılın sonlarından itibaren Avrupa’daki devletler büyük bir silahlanma yarışı içine girmişlerdi. Silahlanmaya paralel olarak orduların asker sayıları oldukça arttı. Zorunlu askerlik yaygınlaştırıldı ve askerlik süreleri uzadı.

 

Almanya’nın deniz gücünü arttırması üzerine İngiltere deniz hakimiyetini kaybetmemek için silahlanmaya hız verdi. Fransa 1870’de Almanya’ya karşı yaşadığı büyük yenilgi sonrasında ordusunu ve silah gücünü arttırma peşindeydi. Avrupa’daki büyük devletlerin tümü silahlanma yarışının içerisindeydi.

Öte yandan bu dönemde Avrupa’da savaş yanlısı ve militarist bir hava hakimdi. Bloklaşma ve silahlanmaya paralel olarak ayrıntılı savaş planları hazırlanmıştı. Hızlı davranarak saldırı önceliğini ele geçirmenin savaşta büyük bir avantaj sağlayacağı görüşü hakimdi. Bu durum savaş öncesinde diplomatik çözümlerin aranmasının yolunu büyük ölçüde kapatmıştır. Devletler rakiplerinden geride kalmamak için hızlıca seferberlik ilan ederek savaş hazırlıklarına başladı. Savaş hazırlıklarının başlaması savaşın patlamasını daha da kolaylaştırdı ve hızlandırdı.

Bu konuda özellikle Almanya önemli bir rol oynadı. Avusturya’nın Sırbistan’a savaş açması üzerine Rusya seferberlik ilan etti. Almanya, Rusya’dan seferberliği durdurması için ültimatom verdi. Rusya’nın 12 saat süreli bu ültimatoma cevap vermemesi üzerine Almanya ertesi gün 1 Ağustos 1914 tarihinde Rusya’ya savaş ilan etti. Almanya seferberlik ilan eden Fransa’ya da ültimatom verdi. Fransa’nın oyalayıcı cevaplar vermesi üzerine üç gün sonra 3 Ağustos tarihinde Fransa’ya karşı savaş açtı.